Galatasaray bu akşam Kopenhag’da kaybettiğini Bernabeu’da bulmaya çalışacak.Eksiksiz ve formda bir Sarı Kırmızılı takım için umutlu olabilirdik ama böyle bir dönemde Real Madrid karşısında puan hesabı yapabilmek kolay değil. O bakımdan Mancini’nin söylediği doğru ama daha önemli başka doğrular var: Teknik adamlar hiçbir durumda böyle konuşmamalı. Onun umutsuz olduğu bir maçta oyuncuları ne hale gelir, sadece bunu düşünmesi yeter.Aslında bu karşılaşma o ilginç reklam sloganına çok uygun: Gerçekçi ol, imkansızı iste... Real, La Liga’da da Devler Ligi’nde de rakiplerine gol yağdırıyor. Her durumda gol bulabilecek bir yıldızlar topluluğu ile başedebilmek imkansız denilebilecek kadar zor. Kaldı ki Sarı Kırmızılı takımın savunmada yaşadığı sorunlar ortada. Cristiano Ronaldo’nun oynamayacak oluşu çok büyük şans. Çünkü tek başına o bile Cim Bom için ciddi sorun oluşturuyordu.Roberto Mancini takımına damga vurma konusunda Sivasspor maçında önemli bir adım attı. O karşılaşmanın kayıpsız geçilmesi sanıldığından çok daha önemli. Ayrıca şu da görüldü ki onun arayışlarının Galatasaray’a katabileceği birşey yok. Eldeki kadroyu en verimli bir şekilde değil de kendi kafasına göre oynatma arayışları sıkıntı çıkarmaktan başka birşeye yaramıyor. Rakamlarla konuşursak 4-4-2, oyuncuların çok daha kolay uygulayabildikleri bir sistem.Şu oyuncu değil de bu oynamalı, sistem şöyle değil de böyle olmalı türünden değerlendirmeleri her zaman komik buldum. Ancak özellikle teknik adam değişimlerinde en basit doğruları bulmanın bile takımlara çok pahalıya malolabildiğini hepimiz biliriz. Mancini’nin bu tür arayışlar yerine bugüne kadar yaptığından farklı bir teknik adamlık üslubuna yönelmesi çok daha önemli.Bunu Lucescu gördü ve söyledi. İşin kabaca ‘babacanlık’ diye adlandırılabilecek yanı dışında da yapılacak işler var. Örneğin, Florya’ya nasıl egemen olunabileceğini çabuk kavramaktan tutun da duran topları kimin kullanacağı yolunda işi oyuncularına bırakmak yerine net bir tavır almak bile çok önemli olabilir.Keşke bu konuda Lucescu ile daha fazla konuşma imkanı olabilseydi...Bu grupta Galatasaray’ın asıl yapması gereken iş Kopenhag’da kaybetmemekti. Juventus’u geçip grup ikinciliğiyle çıkma hesapları elbette ki heyecan verici ama sırf çok gol yediği için UEFA’da devam edemeyip eve dönme tehlikesi çok daha yakın değil mi? O bakımdan bu akşam Galatasaray’ın Real karşısında yapabileceği kadar Juventus’un Kopenhag’a kaç gol atacağı daha büyük önem taşıyabilir. Bu çok bilinmeyenli denklemden olabildiğince iyi sonuç devşirebilmek hem Galatasaray’ın hem de Mancini’nin kaderini belirleyecek...
↧