Donk topu ayakla uzaklaştırmak ya da topla ilgilenmeyip işine dönmek yerine eline alıyor, yürümeye başlıyor. Oyuncu muhtemelen pozisyonun umut vadeden bir atağa dönüşmeyeceğini düşünüyor, ama yanılıyor.İhtiyatsız davranıp risk alıyor, hatta kumar oynuyor!Almeida ceza sahasında topa koşarken tehlikenin farkına varıyor. Elindeki topu oyunun yasal topunun üzerine atıp “zararın neresinden dönersem kârdır” kurnazlığıyla olayları başlatıyor.İşin ilginç detayı aynı saniyelerde Barış Şimşek’in Donk’u görüp aynı şeyleri düşünerek müdahale etmemesi.O da ihtiyatsız davranıp, o da kumar oynuyor!Donk “iki” risk aldıysa Şimşek “yüz” risk alıyor!Pozisyon aut ile ya da Kasımpaşa’nın topu uzaklaştırması ile sonuçlansa Donk’un elindeki top, sahaya giren ikinci top muamelesi görecek. Ancak Şimşek düdüğünü çalıp durun demediği andan itibaren o top ikinci top hüviyetini kaybetmiş, yabancı maddeye dönüşmüştür.Dolayısıyla o cisim ile topa müdahale etmek bir oyun içi kuralsız davranıştır.Nitekim Şimşek futbol’da “ihtar” anlamına gelen sarı kart’ı çıkarmıştır. İhtar varsa yaptırım da olmalıdır! Oysa Şimşek aynı yerden hakem atışı yaptırıyor. İşin daha da ilginç tarafı hakem atışında topun Donk’a bırakılıp neredeyse gördüğü sarı kartın ardından ödüllendirilmesi!Sonradan öğreniyoruz ki, hakem ben düdüğü çaldım diyor (!) Donk ise “Düdüğü duydum, topu elimden attım ifadesiyle herkesi aptal yerine koyuyor.Ne diyebiliriz ki!!!ŞİMŞEK NE YAPMALIYDI?Sahada 6 hakem kararı sadece çizgiden top içeri girdi mi girmedi mi, sorusunun cevabını bulmak için mi verildi?Sahadaki kritik pozisyonlarda düdük çalıp bir dakika durun demek, tüm hakemlerini toplayıp müzakere edip karar vermek çok mu ayıp kaçar? Diğer hakemler kararın sağlıklı alınmasına katkı sağlayamaz mı?En azından kamuoyuna “doğru karar vermek için elimizden geleni yaptık” mesajı verilemez miydi?Şimşek bu pozisyonda topu Donk’un ayağının önüne bırakmak yerine, takımı adına avantaj sağladığı için bir endirekt serbest vuruş kararı verse tartışmaların boyutunu en azından yarıya indirmez miydi?Şimşek “ben düdüğü çaldım” dediğine göre bu yazı boşuna yazıldı. Tartışmalar gereksiz yere yapıldı. Hepimiz susalım....Türkiye’deki idare kültürünün, nasıl olsa bir şey olmaz opsiyonuna kumar oynama aymazlığının örneğidir vakay-i adiye görmeyelim yeter..FERNANDES GÜNDEMİ ÜZERİNE SON DEFABu kez Fernandes’i eleştirmeyeceğim...Hatta konuya hiç girmemeyi düşünüyorum ama bu defa onun çok hatalı olmadığını söylemeden geçmek istemiyorum.Sivasspor maçında oynadığı oyun ortadaydı. Formsuzluğu bir yana isteksizliği zirvedeydi. Psikolojisi bozulmuş, acil mental yardıma ihtiyacı olduğu gözden kaçmamıştı. Hatta o kadar kötü gidiyordu ki işler 58’inci dakikada oyundan alındı.Böyle bir durumda onu ısrarla sonraki maçın kadrosuna alıp direkt sahaya sürmek Bilic’in hatasıdır. Birkaç hafta dinlendirilerek takımdaki diğer oyunculara fırsat yaratılamaz mıydı?Bazen kazanmak için aç olmak gerekir. Fernandes’in aç olacağı günü beklemek çok mu zordu?Kasımpaşa maçında Fernandes’in hiç hatası yoktur.SERGEN YALÇIN KONUŞTURUYORBu arada geçen sonbahar’da Alex, bu sonbahar’da Batalla derken, kış sezonu gelmeden Fernandes’in de ayrılmak istediği söyleniyor. Alex Fenerbahçe’nin unutulmazları arasına adını yazdırdı. Batalla’nın Bursaspor’u şampiyon yapan en kritik adam olduğu tartışma götürmez. Fernandes ise süper yeteneklerini onlar kadar iyi kullanamadı. Neyse ki yaratıcı oyuncuların futbolumuzdan teker teker ayrılışıyla üzülürken Sergen Yalçın’ın geri dönüşüyle bu açığı kapatıyoruz.Geçen hafta futbol sohbeti yapılan her ortamda bulundum. Hepsinde Fenerbahçe’nin müthiş formu, Galata-saray’ın Juventus zaferi, Trabzonspor’un UEFA’daki yürüyüşü dışında Gaziantepspor konuşuldu. Futbol izleyicilerinin neredeyse tamamı birkaç haftadır kendi takımları dışında en çok Sergen Yalçın’ın takımının ne yapacağını merak ediyor. Sergen Yalçın konuşturmaya devam ediyor.Yaratıcı oyuncular azalıyor ama yaratıcı teknik direktör sayısı artıyor galiba!Gaziantepspor ne kadar büyük bir iş yaptığının farkında mı dersiniz?
↧