Cim Bom bütün güçlü rakiplerin 4. turda safdışı kalmış olmaları nedeniyle bu sezon adeta kendisine armağan edilmiş gibi görünen kupada yedekleriyle de oynasa istediğini elde etmekte zorlanmadı.İkinci yarıda etkili oynayan Sarı Kırmızılı takımda özellikle Bruma’nın çabası maça damgasını vurdu.Karşılaşmanın ilk yarısı bir futbol işkencesiydi. Bizim futbolumuzun büyük bir bölümünün yapılamayan hareketlerden oluştuğunu daha önce de yazmıştım. Piyasa değerleri akılalmaz rakamlarla ifade edilen oyuncular, bunu hak edecek birtakım futbol güzelliklerini bir yana bırakın çok basit pasları veremiyor, adam eksiltecek biçimde çalım yapamıyor, şut çekemiyor. Maç diye izlediğimiz bu!Yetmiyormuş gibi sahada futbol aklı da göremiyoruz. Topu ayağına alan, körlemesine bir yerlere doğru gidiyor. Gerçi bu sırada hiçbir arkadaşı hareket halinde filan değil. Nasıl olsa pas vermeyeceğini biliyor ve boşuna zahmete girmiyor. Haliyle kaptırıyor ve peşinden koşmaya başlıyor. Böyle anlamsız bir kördövüşünü bize futbol diye satmakta sakınca görmüyor.Mancini artık futbolumuzu da kendi oyuncusunu da tanımaya başlıyor. O nedenle Dany, Riera, Hakan Balta gibi iyi-kötü as oyuncu denilebileceklerin yanına bir de Umut Bulut’u koymakta yarar görmüştü. Fakat o Umut daha maçın ilk dakikalarında rakip savunmanın olağanüstü bir hatasını değerlendirme becerisini gösteremedi. Sonrasında Bruma da aynı yetersizliği tekrarladı. Bunlar maçı 10 dakikada bitirebilecek fırsatlardı.Sarı Kırmızılı takımda akıldışılık ve yetersizlik o düzeydeydi ki kullandıkları köşe atışı kendi kalelerine gol pozisyonu olarak döndü! İlk yarının sonunda Balıkesirspor’un kullandığı serbest atışta bütün takım kendi cezaalanı içindeyken rakibin sadece iki adamla orta yapıp kafa vurarak gole yaklaşması da bunun bir başka örneğiydi.İlk 45 dakika içinde Sarı Kırmızılı oyuncuların hücumda ‘yapabildikleri’ tek hareket Bruma’nın taçtan gelen topu ustalıkla alıp köşeye şutlamasıydı, o kadar! Gol mü? Genç hakemin uydurduğu penaltıdan geldi. İkinci yarıda maçın gidişi epeyce değişti. Bunu yapamadığında Mancini’yi eleştirdiğimize göre onun fırçası etkisini gösterdi demek zorundayız. İkinci golde, aslında futbolun akılla oynandığında nasıl basit bir oyun olduğu görüldü. Bu goldeki pası, öteki hareketleri ve son dakikadaki golüyle Bruma, tribünlerde titreyen birkaç bin taraftarın biraz içini ısıttı. Bunun ardından yine cıvıma belirtileri ortaya çıkmıştı ki Riera’nın çoktandır unutulan vuruş kalitesi maçı bitirdi.Balıkesirspor önceki maçında Trabzonspor’u elemiş olma fiyakasının epeyce uzağındaydı. Zaten kendi liginde Manisaspor’a farklı yenilmenin moral bozukluğu belirgindi. Dahası asıl kalecileri de oynayamadı. İkinci gole kadar direnmeye çalıştılar, sonrasında düştüler. Bu da doğal sayılırdı.
Cim Bom bütün güçlü rakiplerin 4. turda safdışı kalmış olmaları nedeniyle bu sezon adeta kendisine armağan edilmiş gibi görünen kupada yedekleriyle de oynasa istediğini elde etmekte zorlanmadı.İkinci yarıda etkili oynayan Sarı Kırmızılı takımda özellikle Bruma’nın çabası maça damgasını vurdu.Karşılaşmanın ilk yarısı bir futbol işkencesiydi. Bizim futbolumuzun büyük bir bölümünün yapılamayan hareketlerden oluştuğunu daha önce de yazmıştım. Piyasa değerleri akılalmaz rakamlarla ifade edilen oyuncular, bunu hak edecek birtakım futbol güzelliklerini bir yana bırakın çok basit pasları veremiyor, adam eksiltecek biçimde çalım yapamıyor, şut çekemiyor. Maç diye izlediğimiz bu!Yetmiyormuş gibi sahada futbol aklı da göremiyoruz. Topu ayağına alan, körlemesine bir yerlere doğru gidiyor. Gerçi bu sırada hiçbir arkadaşı hareket halinde filan değil. Nasıl olsa pas vermeyeceğini biliyor ve boşuna zahmete girmiyor. Haliyle kaptırıyor ve peşinden koşmaya başlıyor. Böyle anlamsız bir kördövüşünü bize futbol diye satmakta sakınca görmüyor.Mancini artık futbolumuzu da kendi oyuncusunu da tanımaya başlıyor. O nedenle Dany, Riera, Hakan Balta gibi iyi-kötü as oyuncu denilebileceklerin yanına bir de Umut Bulut’u koymakta yarar görmüştü. Fakat o Umut daha maçın ilk dakikalarında rakip savunmanın olağanüstü bir hatasını değerlendirme becerisini gösteremedi. Sonrasında Bruma da aynı yetersizliği tekrarladı. Bunlar maçı 10 dakikada bitirebilecek fırsatlardı.Sarı Kırmızılı takımda akıldışılık ve yetersizlik o düzeydeydi ki kullandıkları köşe atışı kendi kalelerine gol pozisyonu olarak döndü! İlk yarının sonunda Balıkesirspor’un kullandığı serbest atışta bütün takım kendi cezaalanı içindeyken rakibin sadece iki adamla orta yapıp kafa vurarak gole yaklaşması da bunun bir başka örneğiydi.İlk 45 dakika içinde Sarı Kırmızılı oyuncuların hücumda ‘yapabildikleri’ tek hareket Bruma’nın taçtan gelen topu ustalıkla alıp köşeye şutlamasıydı, o kadar! Gol mü? Genç hakemin uydurduğu penaltıdan geldi. İkinci yarıda maçın gidişi epeyce değişti. Bunu yapamadığında Mancini’yi eleştirdiğimize göre onun fırçası etkisini gösterdi demek zorundayız. İkinci golde, aslında futbolun akılla oynandığında nasıl basit bir oyun olduğu görüldü. Bu goldeki pası, öteki hareketleri ve son dakikadaki golüyle Bruma, tribünlerde titreyen birkaç bin taraftarın biraz içini ısıttı. Bunun ardından yine cıvıma belirtileri ortaya çıkmıştı ki Riera’nın çoktandır unutulan vuruş kalitesi maçı bitirdi.Balıkesirspor önceki maçında Trabzonspor’u elemiş olma fiyakasının epeyce uzağındaydı. Zaten kendi liginde Manisaspor’a farklı yenilmenin moral bozukluğu belirgindi. Dahası asıl kalecileri de oynayamadı. İkinci gole kadar direnmeye çalıştılar, sonrasında düştüler. Bu da doğal sayılırdı.