Mustafa Reşit Akçay’dan Galatasaray’a çağrı: “Lütfen üzerime gel. Ben buraya savunmak için geldim.”Arenanın Sarı-Kırmızılı çocukları, bu çağrıya uyacak mecburen. Kazanmaları, moral bulmaları, ufukların ardına kaçmış gibi görünse de zirve heyecanını hissetmeleri lazım.Zaten Galatasaray başka türlü oynayamaz. Gıdasını; topuyla tüfeğiyle, bütün birlikleriyle rakip sahaya taşınmaktan alır. Ne kadar baskı kurarsa o kadar kendisi olur.Gel gör ki madalyonun bir de diğer yüzü var. Pasif oyun, Trabzonspor için mahkûmiyet değil, stratejidir. Sahip olduğu tecrübeli ve kaliteli futbolcu potansiyeliyle her an şapkadan tavşan çıkarabilir Bordo-Mavili takım. Nitekim 23’te o fırsat kapıyı çaldı. Gökhan Zan’ın hiç şaşırtıcı olmayan sakarlığı, Colman’ın sezgileriyle birleşince Muslera’nın yüreği ağzına geldi. Lakin Arjantinli son vuruşlara biraz ‘yaban’dır.Maçın enteresan bir yakışı vardı. Top Sarı-Kırmızılı takımdaydı ama tribünlerin ruhunu okşayacak tek pozisyon dahi yoktu. Trabzon savunmasının dikkati, alan daraltma ve kademe becerisi, orta sahanın da yaslanmasıyla Galatasaray’ı verimsiz, işlevsiz bir yalancı oyuna kilitledi Bu futbolsuz gidiş 39’a kadar sürdü. Bu dakikada Sneijder’in ayağından öyle bir şut çıktı ki şayet gol olsaydı mükemmel bir hareket izlemiş olacaktık, gol olmadı ‘mükemmel iki hareket’ izlemiş olduk. Onur adeta kanatlandı ve o topu çıkardı. Sonra tempo ve futbol indi Arena’ya. Galatasaray’ın baskısı, kesintisiz bir hal aldı ve 60. dakikada zorlaya zorlaya Burak’ın ayağından gole dönüştü. Oysa sadece 30 saniye önce Henrique kafa vuruşunu biraz kitabî yapabilse öne geçen taraf Trabzonspor olacaktı. Eşitlik bozulunca Trabzonspor da başkalaştı. İştahlı bindirmeler gecenin iyilerinden Olcan’ın değerini gözlere kazıyan golle taçlandı. Ama Burak, Mustafa Yumlu’nun hafsalasının almadığı bir dokunuşla yeniden dengeyi bozdu. Yine fırtına dinmedi. Onur, Galatasaray tribünlerini kendine hayran bırakan kurtarışlarıyla farkın açılmasına vize vermezken, Galatasaray’ın koruyucusu direklerdi.76. dakikada Colman’ın atılmasıyla 10 kişi kaldıktan sonra da Trabzonspor kenara çekilmedi. Futbol şölenine her türlü katkıyı sundu. Top yoruldu ama iki takım yorulmak bilmedi. Fırat Aydınus, son düdüğü çalarken ben “Bu maç bitmese ne güzel olurdu.” diye düşünüyordum.
↧