Galatasaray bu sezonun ilk yarısında beklenenin çok dışında durumlar yaşadı. Bunların sonucu büyük bir yıkım da olabilirdi. Yönetim ve Mancini bunu bir ölçüde engelledi. Şampiyonlar Ligi’ndeki ikinci tur ve ligde de zirveden çok uzak düşmemiş olmak hiç yabana atılmayacak bir başarı sayılır.Sezon başlarken Sarı Kırmızılı takım elbette ki en büyük favori durumundaydı ve üstüste üçüncü şampiyonluğunu önleyebilecek bir güç ya da yolunu kesebilecek sorun ortada görünmüyordu. Hatta bunun ardından dördüncü ve beşinci şampiyonlukları bile kazanabileceği yolunda değerlendirmeler yapılıyordu.Arena’daki beklenmedik beraberliklerle yitirilen puanlar Sarı Kırmızılı takımın zirveden uzak kalmasına yol açarken Real Madrid karşısında uğranılan hezimet tam bir yıkım oldu. Geçen sezon sadece 71 puanla şampiyon olunabilmesi yüzünden Terim’i pek başarılı bulmayan ve onunla çalışma güçlüklerinden yorulan yönetim, bu durumları pek iyi bilmeyenler için inanılması güç biçimde İmparator’u gönderdi.Bu aslında çok tehlikeli bir kumardı çünkü onun ardından dünyanın en iyi hocasını da getirseniz işi derleyip toparlaması imkansız denilebilecek kadar zor olabilirdi. Nitekim 7. haftada göreve gelen Mancini’nin deplasmandaki Akhisar Belediye Gençlik yenilgisiyle işe başlaması bunun bir göstergesiydi. Sonrasında da İtalyan hocanın işi tam sahiplenmediği görüldü, değişik söylemleri ve bir bölümü gereksiz olan arayışları sıkıntı çıkardı, puan kayıpları sürdü.İşte burası çok tehlikeli bir noktaydı. Bu duruma geldiğinizde kadronuz ne kadar güçlü olursa olsun tepetaklak gitmeniz işten bile değildi. Geride kalan sezonlarda bunun örnekleri çok görülmüştü. İstanbul’daki Kopenhag maçında oynanan başarılı futbol ve alınan 3 puan umut vermişti ama deplasmandaki maçın kaybedilmesi, ardından 10 kişilik Real karşısında ağır yenilgi, ligde kaybedilen Fenerbahçe maçındaki kişiliksiz futbol, Mancini’nin bu işi yapamayacağının göstergeleri gibiydi.Sarı Kırmızılı takım son haftalara kadar hep bıçak sırtında geldi. Yine olmadık puanlar kaybedildi ve özellikle deplasmanda karnesi zayıf kaldı ama Juventus galibiyetiyle tur atlanması, Trabzonspor ve deplasmandaki K.Erciyesspor karşılaşmalarının kazanılmasıyla Sarı Kırmızılı takımın ilk yarıyı geçen sezonla aynı puanda (33) bitirmesi herkesi rahatlattı. Bu arada Fenerbahçe’nin Karabükspor yenilgisi aradaki puan farkının kapatılabileceği umudunu bile doğurdu.Galatasaray’ın bu kadar güçlü kadrosuyla ikinci yarıda şampiyonluğu kovalaması normaldir. Fenerbahçe’nin zirve mücadelesi vereceği üç büyük rakibiyle deplasmanda oynayacak oluşu görmezden gelinemeyecek bir durumdur. Ayrıca Sarı Lacivertli camianın burada sözedilmesi gerekli olmayan sıkıntıları hiç beklenmedik durumların doğmasına yol açabilir. Fenerbahçe ikinci yarıda bu tedirginlik içinde olacaktır. Buna karşılık Sarı Kırmızılı takım sezonu ikinci olarak tamamlaması halinde bile istediğini büyük ölçüde elde etmiş olacaktır. Evet, 4. yıldızı ezeli rakibinden önce takabilmek önemlidir ama bunun için kimseye ayrıca madalya vermiyorlar. Buna karşılık Şampiyonlar Ligi’ne katılabilmeniz halinde önemli miktarlarda gelire kavuşuyorsunuz. Ayrıca bu sezon sanki Cim Bom’a armağan edilmiş gibi görünen Ziraat Türkiye Kupası’nın kazanılması da bir teselli olabilir.Gerek Terim döneminde 6 maçta elde edilen 10 puan gerekse Mancini yönetimindeki 11 karşılaşmadaki 23 puan Cim Bom’un bu kadrosu için asla başarı değil. Ancak geçirdiği büyük sarsıntıya karşın ikinci sıraya tutunabilmiş olmak önemli. Kasımpaşa ve Beşiktaş’ın son maçlardaki kayıpları Sarı Kırmızılıların daha büyük sıkıntıya düşmesini engelleyen faktörler arasındaydı. İkinci yarıda Trabzonspor dışındaki zirve yarışında olan rakiplerin hepsiyle Arena’da oynayacak oluşu ciddi bir fikstür avantajı olacak.Sezon başından bu yana gündemde olan solbek sıkıntısının giderilmesi hatta yeni bir stoper alınması gibi durumlar Cim Bom’un ikinci yarı performansını çok fazla etkileyecek işler değil. Bunlar olsa olsa gelecek sezon hazırlıkları açısından önemsenebilir. Mancini’nin uyum dönemini tamamlaması, oyuncuların güvenini kazanmış olması, takımla geçireceği hazırlık kampı çok daha önemlidir. Zorlu dönemi atlatan yönetim daha dengeli ve akılcı işler yapacaktır. Bütün bunlar Sarı Kırmızılı takım için ilk yarıdan daha iyi bir gelecek vaat ediyor.
↧